Diğer bir taraftan, çuvallarsanız başka bir iş aramaya başlasanız iyi olur çünkü bu çakalların bir özelliği de asla unutmamaları.
S druge strane, ako zajebete stvar. Mogli bi početi tražiti neki drugi posao jer... još jedna stvar o tim mačkama one nikad ne zaboravljaju.
Sanırım, söylediğim şey bir iş istiyorum.
Valjda želim reći da... Želim posao.
Şimdi izin verirseniz, yapmam gereken bir iş var.
A sada me ispričaj, moram nečemu naziočiti.
Hiç başka bir iş yapmayı düşündün mü?
Pomisliš li se ikada baviti nečim drugim?
Hayır, yapmam gereken bir iş var.
Ne, imam posao koji moram da obavim.
Pis bir iş ama birinin yapması gerek.
To je prljav posao, ali ga netko mora raditi.
Sana bir iş teklif etmek istiyorum.
Ja vam samo želim ponuditi posao.
Halletmem gereken ufak bir iş var.
Trebam obaviti neki poslić na trgu.
Yapman gereken bir iş yok mu?
A imaš li ti nekog posla?
Babası ona bir iş bulmasını söylemiş.
Njen otac je rekao da pronađe posao.
Bugün çok iyi bir iş çıkardın.
Slušaj, čovječe, cijenim tvoj rad danas.
Ve her zaman başıma bir iş geliyor.
I uvijek bih na kraju najebao.
Benim yapmam gereken bir iş var.
Ali znate što, ja... imam posao.
Eğer erkeklere iyi bir iş başardıklarını söyleyecek olursanız size "Elbette, ben çok iyiyim çünkü.
Kada pitate muškarce zašto su dobro odradili posao, reći će, "Ja sam izvrstan.
diyeceklerdir. Oysa kadınlara çok iyi bir iş çıkardıklarını söylediğinizde size söyleyecekleri, birinin onlara yardım ettiği, şanslarının yaver gittiği, ya da çok çalıştıklarıdır.
Kada pitate žene zašto su dobro odradile posao, ono što će reći jest da im je netko pomogao, da su imale sreće, da su radile doista naporno.
Çünkü bu iş kadınlara kalan zor bir iş.
Jer ostaje težak posao na ženama da peru.
İngilizce öğretmenin nasıl karşılıklı fayda sağlayan bir durumdan devasa uluslararası bir iş haline gelmiş olduğu benim gördüğüm büyük değişikliklerden biri.
To je velika promjena koju sam vidjela -- kako učenje engleskog preobražava od toga da bude obostrano korisna praksa do toga da postane masivni međunarodni posao, koji je i danas.
Ve fotoğrafları çekerken iyi bir iş çıkarırsanız, sonuç oldukça güzel ve ayrıca oldukça gerçekçi olabilir.
I ako napravite dobar posao slikajući, rezultat može biti vrlo lijep i također prilično realističan.
Bir satış toplantısında veya bunun gibi bir konuşmada veya bir iş görüşmesinde olabilir.
tijekom roditeljskog sastanka u školi. To bi moglo biti natjecanje ili javni nastup poput ovog, ili intervju za posao.
Bir iş gorüşmesine gitmeden önce neler yaparsınız?
Evo što treba napraviti prije nego odete na intervju za posao.
27 yaşındayken, yönetim danışmanlığında çok zorlu bir işten ayrıldım peki ne için, daha da zahmetli bir iş için: öğretmenlik
Kad mi je bilo 27, napustila sam vrlo zahtjevan posao u savjetovanju i zaposlila se na još zahtjevnijem: učiteljskom.
(Gülüşmeler) Şöyle bir şeydi: "Merhaba James Veitch, sizinle paylaşmak istediğim ilginç bir iş teklifim var, Solomon."
(Smijeh) Ovako je pisalo: "Bok, James Veitch, Imam zanimljiv poslovni prijedlog koji želim podijeliti s tobom.
Ve belki de bunu size daha önce kimse söylemedi, ama gerçekten iyi bir iş çıkardınız.
I možda vam to nitko nikada nije rekao, ali napravili ste stvarno, stvarno dobar posao.
(Kahkahalar) Fakat sağdaki ülkeler her ne yapıyorlarsa yalvarmaktan daha iyi bir iş çıkardıkları kesin.
(smijeh) Što god radile države s desne strane, sigurno je bolje nego samo moliti.
Daha iyi bir hayat, bir iş, eğitim masrafları, veya masaya daha iyi yemek koymak için fırsat.
Prilika za bolji život, posao, biti u stanju platiti školarinu, ili se kvalitetnije hraniti.
Ama başka insanlarla da tanışıyorum yaptıkları işi seviyorlar ve başka bir iş yapmayı düşünemiyorlar bile.
Ali također srećem ljude koji vole to što rade i ne mogu zamisliti kako bi radili bilo što drugo.
Eğer sevdiğiniz ve iyi yaptığınız bir iş yapıyorsanız zaman bile farklı işler.
I ako radite stvar koju volite raditi, u kojoj ste dobri, vrijeme uzima potpuno drugačiji smjer.
Ruhunuzla uyuşmayan bir iş yaparken ise beş dakika saatler kadar uzun gelir.
Ako, pak, radite nešto što nije u skladu s vašim duhom, pet minuta se čine kao sat.
Bir iş arkadaşım, Vanguard’ın yatırım kayıtlarına ulaşmış; yaklaşık bir milyon çalışanı ve 2000 farklı işyeriyle devasa bir ortak fon şirketi bu.
Jedna moja kolegica je dobla pristup arhivi investicija u Vanguardu, ogromnoj tvrtki koja se bavi zajedničkim fondovima koja pokriva oko milijun zaposlenika i oko 2, 000 različitih radnih mjesta.
İnsanlar size şöyle diyecek, "Harika görünüyorsun. Herhangi bir iş yaptınmı?"
Ljudi će vam govoriti, "Izgledaš izvrsno! Jesi bila na kakvoj operaciji?"
Şu Kutsal Yazıyı okumadınız mı? ‹Yapıcıların reddettiği taş, İşte köşenin baş taşı oldu. Rabbin işidir bu, Gözümüzde harika bir iş!› ››
Niste li čitali ovo Pismo: Kamen što ga odbaciše graditelji, postade kamen zaglavni.
4.6220600605011s
Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!
Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?